- Bu yazı Youtube kanalımızda yayınlanan ”3D Yazıcı ile Roket Basmak? | Relativity Küçük Uydu Piyasasının Kralı mı?” videosunun metnidir.
Relativity Space: günümüz uzay endüstrisinde belki de SpaceX’ten sonra en iddialı ve yenilikçi şirket. 2015 yılında kurulduğu için nispeten genç olmasına rağmen, roketleri uzay endüstrisine nasıl öncülük ediyor ve en önemlisi, Terran R gibi iddialı ve Terran 1 gibi öncü roket projeleri üzerinde hızla çalışıyor.
Peki, uzay endüstrisinde 3D yazıcı deyince ilk olarak aklımıza gelen bu şirket; basit bir roket kulübünden nasıl doğdu, yenilikçi 3D yazıcı fikirleri nasıl gelişti, bir gün insanlığı Mars’a taşıma fikrinde nasıl büyük bir sorumluluğu üstleniyorlar?
Relativity’nin Tarihi
Relativity, 2015 yılında Tim Ellis ve Jordan Noone adında iki genç mühendis tarafından kuruldu. Bu hırslı ve kararlı iki mühendis, her ne kadar ayrı bir geçmişe sahip olsa da yolları bir yerde kesişecekti ve nitekim bu dostluk, Güney Kaliforniya Üniversitesinde başladı.
Üniversite yıllarında diğer arkadaşları beyzbol oynarken bu ekip, zoru seçerek roket bilimi ile uğraşmaya karar verdi. Tim Ellis, o zamanlar ‘’Uzaya roket fırlatan ilk üniversite öğrencileri’’ olmak istediklerini söylüyordu. Ekip, roketleri ile uzaya hiçbir zaman erişemese bile onlarca başarılı fırlatmaya şahit oldu.
Bu iki mühendisin denemeleri burada bitmedi, her ikisi de üniversite yıllarından itibaren Blue Origin ve SpaceX’te staj yapmaya ve daha sonrasında çalışmaya başlamıştı. Ve bundan daha ilginç olanı ise, her ikisi de kendi ekipleri içerisinde 3 boyutlu baskı ile roket malzemeleri üretme üzerine çalışıyorlardı. 3D yazıcıların yardımıyla roket parçaları üretme fikri oldukça kullanışlı olmuş olacak ki, daha sonrasında ikisi de şunu düşündü:
‘’Neden tüm roketi 3D yazıcı ile üretmiyoruz?’’

Tim Ellis, 2013 yılında bu konu hakkında bir sunum hazırlayarak doğrudan Jeff Bezos’a sundu. Bu sunum, Blue Origin içerisinde çok daha fazla roket parçasının 3D yazıcılar ile üretilmesini ve bunun şirkete büyük bir zaman tasarrufu sağlayacağını savunuyordu. Ancak bu fikir, şirket içinde pek de kabul görmedi. Daha sonra Ellis bu reddedilmeyle ilgili, ‘’Onlar için zor bir sola dönüş olacaktı’’ diyerek onlara anlayış gösterecekti.
Fikirlerinin SpaceX ve Blue Origin içirisinde pek fazla kabul görmediğini anlayan bu iki mühendis, şirket açmanın en riskli olduğu bir alanda şirket açmaya karar verdiler. Şirketin adı Relativity Space olacaktı ve uzay endüstrisi içerisinde 3D yazıcıları ön planda tutarak; önce yörüngeyi, daha sonra da Mars’ı hedefleyecekti. Relativity’nin macerası, işte böyle başladı.
2015 yılının sonlarında, Tim Ellis ve Jordan Noone bilgisayarın başına geçti ve yatırımcı Mark Cuban’a bir mail gönderdiler. İkili, ‘’Uzay Seksidir: Bütün Bir Roketi 3D Bastıralım’’ adını taşıyan bu mailde planlarını hızlıca anlattı ve şirketi kurmak için Mark Cuban’dan yatırım istediler. Beş dakika sonra Mark Cuban bu fikre destek çıkmış ve 500.000 dolar değerinde yatırım yapmıştı. Relativity, 17 çalışanı ile resmi olarak kurulmuş oldu.
İki yıldan biraz uzun bir süre sonra şirket, neredeyse 100 kez test ettiği ve tamamen 3D yazıcıyla basılmış bir roket motoru üretti. Ortalama bir roket motoru 2.700 parçadan oluşurken, bu motor sadece 3 parçadan oluşuyordu. Elbette bunu yapmak kolay değildi. Relativity her ne kadar küçük parçalar için normal yazıcılar kullansa da, roket motoru gibi büyük ve zor baskılar için özel olarak tasarlanmış; oda büyüklüğünde bir 3D yazıcı inşa etmişti.
2018 yılında Mart ayında şirket, ürettiği roket motorlarını test etmek için NASA’nın Stennis tesisinden bir test standını kiralamayı başardı. Bundan sadece bir yıl sonra, Ocak 2019’da Cape Canaveral’daki LC-16’yı, zorlu bir rekabet sürecinin ardından devralmayı başardılar.
Tüm bunlar dışında şirket; Telesat, Iridium ve momentus gibi büyük uydu üretici şirketler ile fırlatma için anlaşmış durumda.
Relativity’nin tarihine kısa bir bakış attığımıza göre, şirketin hedeflerini gerçekleştirmek için geliştirdiği roketleri yakından inceleme vakti geldi.

Roketler
Terran 1
Relativity, öncü teknolojisi ve tasarım bilgileriyle şuanda iki büyük roket üzerinde çalışıyor. Bunlardan ilki, şirketin küçük ölçekli uyduları uzaya göndermek için geliştirdiği Terran 1 roketi.
Terran 1, Relativity Space tarafından geliştirilen küçük uydu fırlatma roketidir. 35 metre yüksekliğe sahip olmakla beraber, Alçak Dünya Yörüngesine 1.500 kilogram yük taşıyabilir. Bu yük kapasitesi, onu diğer küçük uydu fırlatma roketlerinden oldukça üstün bir yere koyuyor.
Terran 1, ilk aşamasında metan ve oksijen ile çalışan 9 adet Aenon 1 motoru kullanıyor. Bu 9 motor sayesinde ilk aşama totalde 920 kN’a kadar itki üretebiliyor. İkinci aşamada ise yine metan ve oksijen ile çalışan 1 adet Aeonon 1 Vacuum motoru kullanıyor ve bu sayede 120 kN’a kadar itki üretebiliyor.
Aynı zamanda Terran 1, tamamen 3D baskıyla üretilen ilk roket olma özelliğini taşıyor. 3D yazıcıyla üretmenin bir başka avantajı da uygun maliyetler olacak ki; Terran 1 12.000.000 dolar gibi oldukça cazip bir fırlatma fiyatına sahip. Bu miktar, yörüngeye gönderdiği yük miktarı ile oranlandığı zaman açıkça görülüyor ki, Terran 1 küçük uydu piyasası içerisinde açık ara en ucuz fiyata sahip.
Relativity, Terran 1’in ilk fırlatması için Mart 2022’yi hedefliyor.

Terran R
Relativity’nin bir diğer iddialı roketi ise Terran R. Şirketin geçtiğimiz yıl tanıttığı bu roket; 66 metre uzunluğa sahip olmakla beraber Alçak Dünya Yörüngesine 20.000 kilogram yük taşıyabilme kapasitesine sahip. Aslına bakacak olursak Terran R, Terran 1 ile pek çok yönden aynı temel özelliklere sahip. Ancak bu iki roket arasındaki en büyük değişiklik, hiç şüphesiz Terran R’nin tamamen yeniden kullanılabilir olmasıdır.
Öyle ki şirket, Terran R’nin hem ilk hem de ikinci aşamasını kurtararak yeniden kullanmayı planlıyor. Bu, hem fırlatma maliyetlerini hem de fırlatma için gereken zamanı azaltmak için oldukça iyi ve kanıtlanmış bir yol.
Terran R’yi diğer roketlerden ayıran bir diğer özelliği ise hiç şüphesiz 3D yazıcı ile üretilme özelliğidir. Tıpkı Terran 1 gibi Terran R’nin de, Stargate adı verilen bir 3D yazıcı ağı ile %95 oranda 3D olarak basılması planlanıyor. Şirketin kendine koyduğu bir başka iddialı hedef ise Stargate ağının, her iki roketi de 60 gün gibi kısa bir sürede sıfırdan basabilecek seviyeye ulaşması.
Yazının bu kısmında, şunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Terran R, pek çok açıdan SpaceX’in Falcon 9’u ile kapışmak için üretilmiş bir roket. Her iki roket de benzer yüksekliklere, benzer yük kapasitelerine ve benzer müşteri hedeflerine sahip. Relativity’nin büyüyerek hayatta kalması yolunda SpaceX ile kapışması neredeyse kaçınılmaz, ve bu konuda Terran R büyük bir etken olacak.
Relativity, Terran R’nin ilk fırlatması için şimdilik 2024 gibi erken bir tarihi hedefliyor.

Hedefler Ve Gelecek
Relativity, yenilikçi 3D yazıcı teknolojisi ve güçlü tasarım bilgisiyle şüphesiz en çok gelecek vadeden şirketler listesinde üst sırada yer alıyor. İki azimli ve kararlı mühendisin başlattığı uzay çağındaki bu yolculuk, hızlı bir şekilde büyüdü ve ilk fırlatmaya neredeyse ulaştı.
Relativity ve ekibinin tüm bu uğraş çabalarının arkasında, oldukça önemli ve güçlü bir hedef yatıyor: günün birinde insanlığı Mars’a taşımak. Relativity kurulduğu ilk günden bu yana 3D yazıcı teknolojilerin gücüne inanmakla birlikte, bir gün insanlığın Mars’a taşınması durumunda bu teknolojilerin işleri çok büyük oranda kolaylaştıracağına güçlü bir şekilde güveniyor. Tam da bu sebepten dolayı Relativity, uzay endüstrisi için 3D yazıcı teknolojilerine büyük bir yatırım yaparak bu alanın gelişmesini sağlıyor ve bu alanda ICON gibi şirketler ile birlikte büyük bir öncü rolünü üstleniyor.
Bu kararlı ve yenilikçi şirket; yakın gelecekte küçük uydu piyasasının kralı olacak mı ve hedeflerini gerçekleştirmede başarılı olabilecek mi, hep birlikte göreceğiz!