Uzay Çağında Bir Websiteye Hoş Geldiniz. Daha Fazla İçerik İçin Bizi Sosyal Mecralardan Takip Edebilirsiniz.

Uzayın Kokusu Var Mı?

Bu sorunun cevabını bize uzaydan dönen astronotlar ve kozmonotlar verdi.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda eski bir astronot olan Peggy Whitson, 2002’de CNN’e verdiği röportajda uzayın kokusunu şöyle anlatmış;

Ateşlendikten hemen sonra bir silahtan gelen kokuya benziyor. Astronotlar kokuyu barut, kurutulmuş biftek, ahududu ve rom (bir tür Rus içkisi veya şeker kamışı suyu) olarak tarif ediyor.

Peki Bu Kokuya Nasıl Ulaşıldı?

Bu sorunun cevabını bize Twitter’daki hesabından uzayın kokusunu tarif etmeye çalışan Kozmonot Surayev veriyor;

Adı uzay boşluğu olmasına rağmen bu boşlukta tam anlamıyla hiçbir şey yok demek değil. Dünya yörüngesindeki istasyon dışına çıkarak uzay yürüyüşü yaptığımızda başınızdaki miğferi çıkartıp etrafı koklamamız elbette mümkün olmuyor. Fakat istasyona geri dönüşümüz esnasında dış ve iç bölüm arasında kapakların sırasıyla kapanıp açılmasını beklerken dıştan içeri getirdiğimiz kokuyu hissetme fırsatı buluyoruz.,

Bu koku hızlıca gelip geçen bir esinti değilmiş. Gerçekten de yoğun bir şekilde astronotlara etki ediyormuş. İşte bu yüzden NASA, bu konu hakkında bir şeyler yapmak istedi. “Omega Ingredients” adlı bir biyokimya firması ile anlaşıp onlardan uzayın kokusunu yapmalarını istedi. NASA bu kokuyu, yörüngeye çıkacak astronotların eğitiminde kullanmak için hazırlatmıştı.

“Eau de Space-Uzayın Kokusu”

NASA şu anda bunu eğitimlerinde kullanıyor mu bilmiyoruz fakat bu kokuyu siz de satın alabiliyorsunuz. Şirket “Eau de Space” adı altında piyasaya bu kokuyu parfüm olarak sundu. Şu anda 100 ml’si 49 dolar.

Ek olarak, şirket size ayın kokusunu da sunuyor. Bu ayın en iyi kokusu değil bildiğimiz (AY) kokusu 🙂 İleride Mars’ın kokusunu da yapacakları söyleniyor fakat daha Mars’ın kokusunu bilmiyoruz, giden kimse olmadı.

“Eau de Luna-Ay’ın Kokusu”

Astronot ve kozmonotlara göre Ay yanmış barut gibi kokuyormuş. Yukarda gördüğünüz gibi bu ürünü de satın alabiliyorsunuz. Üstelik fiyat aynı sadece 49 dolar.

İki ürünü de satın alabileceğiniz yer = https://eaudespace.com

Şirket Bu Kokuları Nasıl Elde Etti?

Tabii ki de uzaya gidip şişenin ağzını açıp şöyle bir savurup hızlıca ağzını kapatmadılar. Tek yaptıkları uzun araştırmalar ve mesai idi. Zaten uzaya gelip giden çoğu astronot bu koku için aynı terimleri tarif ettiği için şirketin yaptığı o tarifleri birleştirip şişelemek oldu. Çok basit anlatmış olabilirim fakat gerçekten uzun yıllar boyunca araştırmalar ve deneyler yapıldı. Şirket 4 yıllık araştırma sonunda formülü bulmuştu. Şimdi gelelim asıl soruya;

Uzay Nasıl Böyle Kokar?

Uzayda fazlaca karbon ve az miktarda oksijen bulunur ve buna bağlı olarak uzay hayli pis kokar. Neden böyle bir koku olduğunda dair iki teori var.

Bunlardan ilki; aslında böyle bir kokunun olmadığı çünkü net bir şekilde koklayamıyoruz. Bu kokunun tamamen astronotların vakumlu kıyafetlerinden sıkışmış havanın çıkması ile oluştuğudur.

İkincisi ise en eğlenceli olanı, şöyle ki; Yıldızların patlama veya oluşma dönemlerinde ortaya çıkmasıdır. Yıldızlar patlama esnasında çok yüksek bir enerji ortaya çıkarır. Bu sayede ortaya çıkan bütün partiküller uzayın derinliklerine sonsuza yayılır. Yani o koku kim bilir kaç milyon yıl önce bir patlamada oluştu ve biz ona ulaştık. Çok ilginç değil mi? Acaba Bigbang olduğu esnada nasıl bir koku ortaya çıktı? Yağmur sonrası yeşillik kokusu? Veya çürük elma? Bu duyguyu tatmak için neler vermezdik…

Total
0
Shares
1 comment
  1. Bu adamın yazılarını çok beğeniyoruz en kısa zamanda uzay ve havacılıkla ilgili konularda yazılarının devamını bekliyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Daha Fazla

Gelecekteki Mars Üsleri Nasıl Olacak?

Neden Mars'ta Bir Üs İnşa Etmeliyiz? Bu soruya önce kısa, sonra ise uzun bir cevap verelim. Kısa cevap, şu anda içinde bulunduğumuz yüzyılın verdiği imkanlarla gidip yaşam alanları kurabileceğimiz en olası gezegen Mars. Yapabildiğimiz roketlerin ve geliştirebildiğimiz tüm sistemlerin belli bir sınırı var. Başka yıldızların çevresindeki Dünya benzeri gezegenler gibi hedefler, günümüzde insanlığın yapabileceklerinin çok…
Daha Fazla

Apollo’nun İlk İnsanlı Uçuşu: Apollo 7

3 astronotun hayatını kaybettiği Apollo 1 faciasından sonra astronotların korktuğu tek şey, görevin başarısız olmasıydı. Zira Apollo 1 faciasının ardından tekrar bir insanlı uçuşta yer almak, her açıdan riskli bir durumdaydı. Aynı zamanda bu görev, Apollo 1'in yapması planlanan şeyleri yerine getirecekti: Apollo modülünü uzay ortamında test etmek ve docking manevralarını test etmekti. Bu riskli…
Daha Fazla

Türkiye’nin ilk uzay kuruluşu: Bandırma Füze Kulubü

1957 yılında Sputnik I’in uzaya gönderilmesinden oldukça etkilenen Bandırma Şehit Gönenç Lisesi öğrencileri tarafından Türkiye'nin ilk uzay kuruluşu olan Bandırma Füze Kulübü kurulmuştur. Bu öğrenciler, okullarda kişisel olarak atom enerjisi, dış dünya, roket ve füzeler konularında verdikleri konferanslarla ilgi uyandırır. Şehit Mehmet Gönenç Lisesinde kurulan “Füze Kulübü” 1959 yılında liseden ayrılarak “Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma…
Daha Fazla

Amerika’nın Yarım Kalan Efsanesi: M1 Roket Motoru

Dünya motor teknolojisi tarihindeki en iddialı ve can alıcı ülkelerden biri -Şahsi fikrime göre- Sovyetler Birliği'nden sonra Amerika Birleşik Devletleri. İkinci dünya savaşının ardından başlayan roketçilik macerası, kendisiyle beraber fazlasıyla efsane araç, motor ve başarılar getirdi. Bu kazanımlardan biri ise, yarım kalan bir efsane olarak adlandırılabilecek M1 roket motoru. Ne Bu M1 En basit tanımıyla…